Rus gazının Ukrayna üzerinden Avrupa’ya geçişi sona erdi

Rus gazının Ukrayna üzerinden Avrupa’ya taşınması, beş yıllık anlaşmanın 1 Ocak’ta süresinin dolmasının ardından sona erdi. Bu, Ukrayna’nın Avrupa’ya giden önemli bir enerji güzergahı olarak uzun süredir oynadığı rolün sonu anlamına geliyor.

Gaz ocağı brülöründen çıkan mavi alev. [Photo by Ervins Strauhmanis/Flickr / CC BY 4.0]

Moskova’ya karşı devam eden NATO vekalet savaşının Şubat 2022’de patlak vermesinin ardından Avrupa Birliği -ABD’nin tam desteğiyle- Rus kaynaklarından enerji kullanımını hızla azaltmaya çalıştı.

Yakın tarihli bir Energynews raporuna göre, Ukrayna üzerinden Avrupa’ya giden Rus gazı “2008’de 117 milyar metreküpken, 2023’te sadece 14,65 milyar metreküpe düşerek, Rus gazının Avrupa’ya giden bu tarihi koridorunun gerileyişinin altını çizdi.” AB, savaştan önce 2021’de toplam gaz ithalatı içinde yüzde 40 orana sahip olan Rus kaynaklarından gaz ithalatının günümüzde sadece yüzde 10 olduğunu bildirdi.

Brüksel, üye ülkelerin Rus gazının tamamen kesilmesine hazırlıklı olduğunu iddia ederken, AB üyesi olmayan Moldova, Gazprom’un ülkeye alternatif bir teslimat rotası sunmayı reddetmesinin ardından sıkıntı yaşıyor. Rus enerji şirketi buna Moldova’nın ödeme yapmamasının neden olduğunu iddia ediyor.

Enerji anlaşmazlığı nedeniyle Moldova’nın Rusya destekli ayrılıkçı Transdinyester bölgesinde 51.000 daire ve 1.500 bina ısıtmasız kaldı. Kriz devam ederken Moskova ve Kişinev karşılıklı suçlamalarda bulunuyor.

Geçtiğimiz Kasım ayında AB yetkililerinin Rusya yanlısı aday Aleksandr Stoianoglo aleyhine alenen müdahale etmesinin ardından tartışmalı bir seçim kazanan Cumhurbaşkanı Maia Sandu, Moskova’yı “şantaj” yapmakla suçladı.

“Açık olmak gerekirse, bu Moldova’da bir enerji krizi yaratmaları için bir fırsattır,” dedi ve ekledi: “Bu bizim için bir başka derstir: her seferinde bize şantaj yapan tek bir enerji kaynağına sahip olmamak gerek.”

Anlaşmanın sona ermesinden hemen önce hem Ukrayna hem de Batı medyasında Azerbaycan’ın Ukrayna üzerinden Rusya’nın Avrupa’ya gaz tedarikçisi rolünü üstlenmeye çalışacağı ya da AB ile Moskova arasında bir son dakika uzatmasının müzakere edileceği yönünde spekülatif haberler yer aldı.

Rusya’nın emperyalist güçlerle bir anlaşma yapmaya ve Avrupa’ya gaz göndermeye devam etmeye istekli olduğu yönündeki güvencelerine rağmen, NATO’nun Rusya’yı Avrupa enerji piyasalarından ayırmaya yönelik uzun süredir devam eden planları doğrultusunda ilerlemesi nedeniyle bu haberler henüz gerçekleşmedi.

Ukrayna Başbakanı Denis Şmıhal geçtiğimiz yılın Ekim ayında Slovakya Başbakanı Robert Fico ile Batı Ukrayna’da bir araya geldiğinde, süresi dolan gaz transit anlaşmasının uzatılmasını açıkça reddetti. Şmıhal gazetecilere yaptığı açıklamada “Ukrayna bir kez daha Rusya ile süresi dolan transit anlaşmasını devam ettirmeyeceğini söylüyor,” dedi ve ekledi: “Ukrayna’nın stratejik hedefi Kremlin’i, saldırganın savaşı finanse etmek için kullandığı hidrokarbon satışından elde ettiği kârdan mahrum bırakmaktır.”

Daha önce 2020 yılında Ukrayna ve Rusya, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Maroš Šefčovič liderliğinde “Viyana’da beş gün aralıksız süren ikili görüşmelerin” ardından bir son dakika anlaşmasına varabilmişti.

O dönemde Rusya, Avrupa’ya doğal gazının yüzde 40’ını sağlıyordu ve şu anda imha edilmiş olan Kuzey Akım 2 boru hattını tamamlamak üzereydi ancak 738 milyar dolarlık 2020 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’nda yer alan ABD yaptırımları nedeniyle bu hattın inşasına bir süreliğine ara vermişti.

Bu yaptırımlar olmasaydı, Rusya ile Ukrayna arasında şu anda sona eren anlaşmanın imzalanması pek olası değildi. Moskova daha önce sadece bir yıllık anlaşmalar önermeye istekliyken, Ukrayna 10 yıl sürecek bir anlaşma istiyordu.

Eski anlaşmaya göre Rusya 2020 yılında Ukrayna üzerinden 65 milyar metreküp (bcm), 2021-2025 yılları arasında ise 40 bcm gaz gönderecekti. Bunun karşılığında nakit sıkıntısı çeken Ukrayna, çok ihtiyaç duyduğu transit ücretlerinden yaklaşık 7 milyar dolar alıyordu.

Bu anlaşmadan önce, Moskova ile Kiev’deki Batı destekli hükümetler arasında tırmanan gerilim nedeniyle Avrupa’ya gaz sevkiyatı önceki 13 yılda iki kez kesintiye uğramıştı.

Avrupalı düşünce kuruluşu Bruegel’e göre, AB ülkelerinin çoğu Rus gazı kullanımını önemli ölçüde azaltmış olsa da Ukrayna transit rotası 2023 yılında Avusturya, Macaristan ve Slovakya’daki talebin yüzde 65’ini karşılamıştı.

Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Rusya Avusturya’ya gaz akışını kesmiş, ülke lideri ise bunun bir etkisi olmayacağını iddia etmişti. Karl Nehammer o dönemde gazetecilere verdiği demeçte “Hiçbir ev soğumayacak... gaz depolama tesisleri yeterince dolu,” diye konuştu.

Macaristan artık Ukrayna boru hattından önemli miktarda doğalgaz almıyor ve Rusya’dan aldığı doğalgazı Karadeniz boyunca uzanan TürkAkım boru hattına kaydırdı.

Sadece Slovakya bugüne kadar Rus gazını Ukrayna üzerinden almaya devam etti ama aynı şekilde Rus gazını TürkAkım boru hattı üzerinden almaya başladı. Bununla birlikte, Almanya üzerinden geçen henüz kullanılmamış bir alternatif güzergahı tercih edeceğini belirtti.

Gaz anlaşmasının sona ermesinin yarattığı etki, Ukrayna hükümeti ile hem NATO hem de AB üyesi olan komşu Slovakya arasında zaten var olan gerilimi daha da arttırmaya devam ediyor.

Slovakya, Rus gazını kendi ihtiyaçları için kullanmanın yanı sıra, Ukrayna’dan AB’ye ana gaz giriş noktası olarak hizmet veriyordu ve kaynağı Macaristan, Avusturya ve İtalya’ya göndererek transit ücreti elde ediyordu.

Başbakan Robert Fico liderliğindeki Slovakya hükümeti, Ukrayna ile Rusya arasındaki anlaşmanın sona ermesinin AB ülkeleri için “ağır” sonuçları olacağı uyarısında bulundu. Fico, savaş nedeniyle zaten sürekli elektrik kesintileri yaşayan Ukrayna’ya elektrik tedarikini durdurmakla tehdit etti.

AB içinde Ukrayna savaşının en ateşli muhaliflerinden biri olan Fico, Aralık ayının başlarında Ukrayna’nın NATO’ya asla alınmayacağı sözünü verdi. Bu, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy hükümetinin temel hedeflerinden biridir. Fico Slovakya Parlamentosu Avrupa İşleri Komitesi’nde yaptığı konuşmada “Ukrayna NATO’ya davet edilmeyecek. Topraklarının üçte birini kaybedecek. Orada yabancı askeri güçler olacak,” dedi.

Daha sonra Fico, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere Moskova’ya sürpriz bir ziyarette bulunarak, tüm üye devletlerin uyması beklenen AB’nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası’na karşı geldi.

Geçtiğimiz yıl Fico, kendisinin Ukrayna’ya askeri yardımın devam etmesine karşı çıkmasına öfkelenen 71 yaşındaki Juraj Cintula’nın suikast girişiminden kurtulmuştu.

Fico’nun gaz anlaşmasının feshedilmesine yönelik eleştirilerine yanıt veren Zelenskiy, Fico’yu “Slovakya’yı Rusya’nın Ukraynalılara daha fazla acı çektirme girişimlerine sürüklemekle” suçladı.

Askeri cephede ise durum Ukrayna için kötü gitmeye devam ediyor. Suca’da bulunan ve Rus gazının Ukrayna boru hatlarına aktarıldığı tek aktif ölçüm istasyonu, Zelenskiy’nin Ağustos ayında Rusya’nın Kursk bölgesine düzenlettiği saldırı sırasında Ukrayna güçleri tarafından ele geçirilmişti. Bununla birlikte, Rus güçleri, Ukrayna ordusunun insan gücü ve mühimmat sıkıntısı çektiği Donbass’ta ilerlemeye devam ediyor.

Rusya son günlerde Donetsk bölgesindeki stratejik öneme sahip Kurakhove kasabasını ele geçirdi. Ukrayna henüz bunu kabul etmemiş olsa da tanınmış sağcı Ukraynalı askeri blog yazarı Yury Butusov kasabanın “fiilen kaybedildiğini” doğruladı.

Kurakhove’de yaklaşan kaybın farkında olan Ukrayna ordusu Pazar günü Kursk bölgesinde yeni bir saldırı başlattı. Rusya buna karşılık olarak dört tank, iki piyade muharebe tankı, 16 zırhlı muharebe aracı ve bir mayın temizleme aracını imha ettiğini bildirdi.

Halkla ilişkiler odaklı Zelenskiy hükümetinin tipik bir özelliği olarak, Rus topraklarına yönelik saldırının zamanlaması Kurakhove’nin kaybedilmesi haberiyle aynı zamana denk getirilmiş ve yeni ABD Başkanı Donald Trump’a Kiev’in, savaşın genel gidişatı açısından ne kadar önemsiz olursa olsun ya da kaç askerini kaybederse kaybetsin, bir saldırı düzenleyebileceğini göstermiştir.

11 Ocak 2025

Loading