Birleşik Krallık Başbakanı Starmer, Trump’ın göreve başlaması öncesinde Ukrayna ile “100 yıllık ortaklık antlaşması” imzaladı

ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın göreve başlamasından birkaç gün önce Birleşik Krallık Başbakanı Sir Keir Starmer, NATO’nun Rusya’ya karşı savaşına desteğinin devam ettiğini göstermek üzere Ukrayna’yı ziyaret etti.

Starmer’ın Ukrayna rejiminin başında bulunan Volodimir Zelenskiy ile yaptığı görüşme, muhalefet lideri olduğu dönemde yapılan görüşmeler de dahil olmak üzere yedinci görüşmesiydi. Bu, geçtiğimiz Temmuz ayında İşçi Partisi hükümetinin başına geçmesinden sonra Ukrayna’ya yaptığı ilk ziyaretti.

Birleşik Krallık Başbakanı Sir Keir Starmer, Ukrayna ziyareti sırasında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile ortak bir basın toplantısı düzenliyor, 16 Ocak 2025. [Photo by Simon Dawson/No 10 Downing Street / CC BY 4.0]

Starmer’ın hem bu ziyareti hem de ardından Polonya’ya yaptığı gezi, yeni Trump yönetiminin gölgesinde gerçekleşti; Britanya ve NATO güçleri Trump’ın Ukrayna savaşına ne kadar bağlı kalacağından ve Avrupalı güçlerden ne kadar daha fazla katkı talep edeceğinden emin değiller.

Trump, Çin’i ABD emperyalizminin en önde gelen rakibi olarak tanımladı ve Britanya emperyalizminin muazzam bir jeopolitik sermaye yatırdığı Ukrayna’daki savaşa ABD’nin desteğinin devamı konusunda şüphe uyandırdı. Bu hafta Trump’ın dışişleri bakanı adayı Marco Rubio, Senato Dış İlişkiler Komitesi’ne Ukrayna’daki savaşın bir “çıkmaz” haline geldiğini ve hem Rusya hem de Ukrayna’nın taviz vermesiyle “sona ermesi gerektiğini” söyledi.

Starmer’ın Kiev ziyaretlerinin amacı, Londra’nın Ukrayna’nın kritik enerji ve maden kaynaklarındaki ganimetten pay alabilmesini sağlamayı amaçlayan bir “100 yıllık ortaklık antlaşması” imzalamaktı.

Downing Street tarafından yapılan açıklamada, anlaşmanın “askeri işbirliğini güçlendireceği” ve ayrıca “Birleşik Krallık’ı Ukrayna’nın enerji sektörü, kritik mineral stratejisi ve yeşil çelik üretimi için tercih edilen bir ortak haline getireceği” belirtildi.

Antlaşmada şunlar belirtiliyor: “Taraflar, her iki ülkede de yatırım ve ticaret koşullarını güçlendirmeye çalışacak ve bir dizi sektörde işbirliği yapacaklardır.” Ayrıca “enerji alanındaki işbirliklerini... karşılıklı yarar temelinde derinleştirecekler ve Ukrayna’nın enerji sektörüne yatırım koşullarını güçlendireceklerdir.”

Her zaman yatırımın karşılığını alma arayışında olan Downing Street, Britanyalı silah üreticileri adına daha fazla kâr elde edileceğini duyurdu: “Birleşik Krallık, Ukrayna’ya her zamankinden daha fazla askeri destek verecek. 3 milyar sterlinlik ölümcül yardım taahhüdünde bulunuldu ve G7 Olağanüstü Gelir Hızlandırma planının bir parçası olan 2,26 milyar sterlinlik kredinin ilk 1,5 milyar sterlinlik kısmı [dondurulan Rus devlet varlıklarından elde edilen kârlardan alındı] büyük tedarik projeleri için serbest bırakılacak.”

Açıklamada Savunma Bakanı John Healey’in şu sözlerine de yer verildi: “Birleşik Krallık’ın verdiği kredi, Ukrayna’nın askeri harcamalarına bütçe desteği olarak tahsis edilmiş olup, Rusya’ya karşı çabalarını desteklemek üzere Britanya teçhizatı da dâhil olmak üzere önemli ekipmanlara yatırım yapmalarına olanak sağlamaktadır.”

Starmer’ın gezisi aynı zamanda “Birleşik Krallık’ın bu yıl Ukrayna’ya … Birleşik Krallık ve Danimarka tarafından ortaklaşa finanse edilen yeni bir mobil hava savunma kabiliyeti [Gravehawk] teslim edeceğini” duyurmak için de kullanıldı. Britanya’nın savaştaki rolünün boyutunu teyit eden açıklamada, “Hava savunma kabiliyeti sisteminin iki prototipinin Eylül ayında Ukrayna’da test edildiği ve bu yıl içinde 15 prototipin daha test edileceği” belirtildi.

Ayrıca Birleşik Krallık hükümetinin BAE Systems ile 61 milyon sterlinlik bir sözleşme imzaladığı duyuruldu. Downing Street’ten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Birleşik Krallık genelindeki firmaların Ukrayna’nın ihtiyaçlarını karşılamak üzere üretimlerini arttırmasıyla birlikte Ukrayna’ya sağlanan fon Birleşik Krallık savunma sanayisini doğrudan destekleyecektir... BAE Systems ve Sheffield Forgemasters da neredeyse yirmi yıldır ilk kez topçu silahları için top namlusu üretecek. Namlular son işlem ve entegrasyon için Ukrayna’ya gönderilmeden önce Yorkshire’da üretilecek.”

Trump’ın halihazırda NATO güçleri arasındaki askeri harcamaların büyük ölçüde arttırılması -GSYİH’nin yüzde 5’inin yeni kriter olması- gerektiğini ve bu artışın büyük kısmının ABD silahlarına harcanacağı beklentisini dile getirdiği göz önünde bulundurulduğunda, Starmer’ın ziyareti Britanya’nın savaş vurguncularını daha da üst sıralara itme çabasını ifade etmektedir.

Britanya Başbakanı, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Trump’ı ABD’nin Rusya’ya karşı savaşı finanse etmeye devam etmesi konusunda ikna etmek için yeni bir girişimde bulunmasından birkaç gün sonra Ukrayna’daydı.

Salı günü Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi ile Güvenlik ve Savunma Alt Komitesi’nde konuşan Rutte, savaş harcamalarının NATO üyelerinin şu anda hedeflediği GSYİH’nin yüzde 2’sinin çok ötesine çıkarılması gerektiği konusunda Trump’la aynı fikirde olduğunu belirterek şunları söyledi: “NATO Müttefikleri savunma harcamalarını kesinlikle arttırmıştır. Üçte ikisi şu anda GSYİH’nin en az %2’sini savunmaya harcıyor ve bu iyi bir şey ve bu çabalarını memnuniyetle karşılıyorum. Ama dürüst olmak gerekirse, %2 yeterli bir oran değil.”

Yurt içi bütçelerin hızla savaşa odaklanması gerektiğini söyleyen Rutte, “bunu yapmazsanız, Rusça dil kurslarına veya Yeni Zelanda’ya gidin ya da derhal daha fazla harcama yapmaya karar verin,” diye konuştu.

Rutte, tartışılan ölçekte bir yeniden silahlanmanın kamu harcamalarının kısılmasını gerektireceğini açıkça ifade ederek şunları söyledi: “Savunmaya daha fazla harcama yapmanın diğer önceliklere daha az harcama yapmak anlamına geldiğini biliyorum... Avrupa ülkeleri ortalama olarak milli gelirlerinin dörtte birini emekli maaşlarına, sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerine harcıyor ve savunmayı çok daha güçlü hale getirmek için bu paranın sadece küçük bir kısmına ihtiyacımız var.”

Rutte’nin bahsettiği “küçük pay”, hayati önem taşıyan kamu hizmetlerinden hortumlanacak milyarlarca avro ve sterline karşılık gelmektedir. Aslında Rutte’nin bahsettiği askeri harcamaların iki katına çıkarılması ya da daha fazlasının yapılmasıdır ve bu da ancak işçi sınıfına karşı bir savaş ve “emeklilik, sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerinin” yok edilmesi yoluyla gerçekleştirilebilir.

Bunun gerektireceği kemer sıkma politikasının yaratacağı toplumsal tepkiden duyulan korku nedeniyle Starmer hükümetinin askeri harcamaların GSYİH’nin yüzde 2,2’sinden yüzde 2,5’ine çıkarılacağı tarihi bile henüz taahhüt edememiş olması, saldırının boyutunu ve sonuçlarını gözler önüne sermektedir. Britanya’nın yüzde 5’lik bir artış taahhüdünde bulunması halinde, ülkenin yıllık askeri harcamalarının 53 milyar sterlinden 127 milyar sterline yükselmesi ve barış zamanında emsali görülmemiş bir sosyal harcama kesintisine gidilmesi gerekecektir.

Politico Ukrayna’daki Starmer’a, Trump’ın dönüşünün Avrupa’nın Ukrayna için daha fazlasını yapması gerektiği anlamına gelip gelmeyeceğini sordu. Starmer şu yanıtı verdi: “Evet, bence kolektif olarak daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Bence bu Avrupa genelinde kabul görüyor.” Starmer diğer ülkelere “ne yapmaları ya da yapmamaları gerektiğini söylemeyeceğini” ifade ederken, “şu anda dünya genelindeki çatışmalar açısından farklı bir bağlamda yaşıyoruz,” dedi.

Starmer, gelecekteki bir ateşkes ve barış anlaşmasının parçası olarak Britanya’nın ve diğer ülkelerin Ukrayna’ya “barışı koruma” birlikleri göndermesi olasığıyla ilgili olarak -bu konuda Trump’ın kararları vereceğini bildiği için- Kiev’deki başkanlık sarayında sadece şunu söyleyebildi: “Ukrayna’nın güvenliğini ve barışını garanti altına alacak ve gelecekteki saldırıları caydıracak kadar sağlam adımlar üzerinde sizinle [Ukrayna] ve tüm müttefiklerimizle birlikte çalışacağız.”

Starmer belirsiz bir şekilde Britanya’nın “Ukrayna’nın güvenliğini garanti altına almada üzerine düşen tüm rolü” oynayacağını da sözlerine ekledi. Britanya son üç yılda Kiev’e 7,8 milyar sterlini askeri yardım olmak üzere toplam 12,8 milyar sterlin verdi ki bu rakam Avrupa devletleri arasında Almanya’dan sonra en yüksek ikinci rakam. Britanya, Ukrayna’nın Rusya Federasyonu içindeki hedeflere karşı uzun menzilli Storm Shadow füzelerini kullanmasına da izin verdi.

Ancak Ukrayna’nın bir dizi askeri yenilgiye uğradığı koşullarda Starmer sadece Ukraynalı askerlere daha fazla eğitim verilmesini önerebildi: “Konu Ukrayna’nın savunucularının eğitilmesi olduğunda, hiçbir şey masanın dışında değildir.”

Rusya, Starmer saraydayken Kiev’de bir insansız hava aracı saldırısı düzenleyerek güçlü askeri pozisyonunu göstermeye çalıştı; Moskova ilk kez üst düzey bir Batı ziyareti sırasında Ukrayna başkentini vuruyordu.

Starmer’ın göreceli isteksizliğinin nedenleri, Polonya’ya yaptığı ziyaretle ilgili Financial Times tarafından yapılan bir yorumda dile getirildi. Gazete, “Özellikle ABD’nin askeri desteği olmadan, Avrupa’nın Rusya’yı caydırmak için yeterli ölçekte asker konuşlandırması fikri, bazı başkentlerde kısa bir süre için kabul gördü. Polonya ise bunu dışladı.”

Britanya dış politikasının karşı karşıya olduğu zorluklar son derece büyük. Ukrayna’da Rusya’ya karşı baş provokatör olarak hareket ederek ABD’nin olabildiğince gözüne girmeye çalışan Britanya’nın bu çabası, Trump yönetimi göreve gelirken giderek boşuna yapılmış gibi görünüyor.

Oligarşi içindeki en büyük destekçisi olan Elon Musk tarafından desteklenen Trump ve ekibi, Reform UK tarafından yönetilmesini öngördükleri aşırı sağcı bir Birleşik Krallık hükümeti arayışında Starmer’ın altını oymak için her şeyi yapıyor. Yemin törenine 12 dünya liderini davet eden Trump, Starmer’ı davet etmedi. Musk bu hafta X’te, Starmer’ın neden davet edilmediğine ilişkin olarak, İşçi Partisi’nin seçimlerde Demokratik Parti için yürüttüğü kampanyaya atıfla, “O [Starmer] ABD seçimlerini baltalamak için Amerika’ya ajanlar göndermişti!” diye yazdı.

17 Ocak 2025

Loading