İsrail, salı günü Katar’ın başkenti Doha’ya hava saldırısı düzenleyerek, sözde “ateşkes” görüşmeleri yaptığı Hamas’ın müzakerecilerini öldürmeye çalıştı. Müzakereciler saldırıdan sağ kurtulurken, Hamas’ın baş müzakerecisi Halil el-Hayya’nın oğlu ve siviller dahil altı kişi öldü.
İsrail siyaset kurumunun tüm hizipleri saldırıyı onayladılar. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Savaşın başında, İsrail’in bu korkunç suçu işleyenlere ulaşacağına söz vermiştim. Bugün bu sözüm yerine getirildi,” diyerek saldırıyla övündü.
Katar’a yapılan saldırı, İsrail’in son aylarda düzenlediği ikinci büyük uluslararası kalleşlik eylemidir. Haziran ayında İsrail ve ABD, İran’ın askeri ve sivil liderlerinin büyük bir kısmına suikast düzenlemek için İran’ın nükleer programı üzerine müzakereleri kullanmıştı.
Hamas’ın müzakerecilerini öldürme girişimi, ABD ve İsrail’in “savaş” olarak adlandırdıkları soykırımı müzakere yoluyla çözüme kavuşturmaya çalıştıkları iddialarının tamamen sahte olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Gerçekte, müzakereler ABD medyası tarafından uydurulmuş bir kurgudur. Amaç; ABD ve İsrail’in yürüttüğü “savaş”ın Gazze’nin tamamını ele geçirmek ve Filistin halkını öldürmek veya sürmek için olduğunu örtbas etmektir.
Pazar günü Trump, Hamas’ı ABD-İsrail’in teslim şartlarını kabul etmesi için “son kez uyardığını” söyledi: “Hamas’ı [şartları] kabul etmemenin sonuçları konusunda uyardım. Bu son uyarım, bir daha uyarmam!” Hamas müzakerecileri, Trump’ın belirlediği şartları görüşmek için bir toplantı düzenliyordu.
Saldırılar Katar’ın başkenti Doha’yı hedef aldı ve okulların ve elçiliklerin yakınında gerçekleşti. Katar, ABD’nin önemli bir bölgesel müttefiki ve binlerce Amerikan askeri ülkenin El Udeid Hava Üssü’nde konuşlanmış durumda.
Doha, soykırım süresince “ateşkes” müzakerelerinin yapıldığı yer oldu.
The Times of Israel, İsrail’deki Channel 12’ye konuşan İsrailli yetkililere atıfta bulunarak, “ABD Başkanı Donald Trump’ın Katar’daki İsrail saldırısına yeşil ışık yaktığını” bildirdi.
Trump, saldırı hakkında önceden uyarı aldığını doğruladı ve ABD’nin Katar hükümetini “İsrail’in başkentte Hamas’a saldırdığı” hakkında bilgilendirmiş olduğunu söyledi. Trump, “Bu, Başbakan Netanyahu’nun aldığı bir karardı. Benim aldığım bir karar değildi,” diyordu.
Trump, saldırının “İsrail veya Amerika’nın hedeflerine hizmet etmediğini” söylerken, saldırıyı açıkça kınamaktan kaçındı ve “Gazze’de yaşayanların sefaletinden çıkar sağlayan Hamas’ı ortadan kaldırmak değerli bir hedeftir,” dedi.
Bir hafta önce, İsrail Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Eyal Zamir, İsrail’in Ortadoğu’daki Hamas üyelerini öldürmeye çalışacağını söylemişti. Yedek askerlere yaptığı konuşmada, “Ortadoğu’nun tamamında operasyon yürütüyoruz. Hamas’ın bizden saklanacak yeri kalmayacak. Onları nerede bulursak bulalım, üst düzey ya da alt düzey olsun, hepsini daima vuracağız,” dedi.
İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, mayıs ayında, Hamas’ın baş müzakerecisi Halil el-Hayya’yı tehdit etmişti.
Netanyahu yaptığı açıklamada, ABD’yi Katar’a yönelik saldırıdan aklamaya çalışarak, “İsrail başlattı, İsrail yürüttü ve İsrail tüm sorumluluğu üstleniyor,” dedi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, saldırıyı “Katar’ın egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün açık bir ihlali” olarak kınadı.
Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman El Sani televizyonda yaptığı konuşmada, “Bugün yaşananlar devlet terörizmidir ve bölgesel güvenlik ve istikrarı bozma girişimidir. Netanyahu, bölgeyi geri dönüşü olmayan bir noktaya sürüklemektedir,” dedi ve “Bu füzeler, karşı tarafın müzakere heyetine saldırmak için kullanıldı. Bu, hangi ahlaki standartlara göre kabul edilebilirdir?” diye ekledi.
Türkiye ise yaptığı açıklamada, Katar’a yapılan saldırının “terörizmi bir devlet politikası olarak benimseme” anlamına geldiğini belirtti. Medyada İsrail’in Türkiye dahil başka ülkelere de saldırı düzenleyebileceği yönünde spekülasyonlar yer aldı.
Katar’a saldırıdan sadece birkaç saat önce, İsrail Savunma Kuvvetleri, Gazze şehrini tamamen işgal etme harekâtını hızlandırırken, şehrin tamamının tahliye edilmesini emretti. Gazze şehrinde yaklaşık bir milyon kişi yaşıyor ve İsrail onları güneye sürmeyi planlıyor. Orada Refah yakınlarındaki toplama kamplarına kapatılıp ardından Filistin’den tehcir edilecekler.
Netanyahu salı günü yaptığı açıklamada, “Gazze sakinlerine söylüyorum, bu fırsatı değerlendirin ve beni dikkatle dinleyin: Uyarıldınız, oradan çıkın!” dedi.
BM destekli Entegre Gıda Güvencesi Aşama Sınıflandırması (IPC) adlı açlık izleme kuruluşu, geçen ay Gazze’de resmen kıtlık ilan etti. Bugüne kadar yüzlerce kişi açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle öldü ve bu sayının daha da artması bekleniyor.
Bu arada, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı kırmak ve gıda yardımı ulaştırmak isteyen Küresel Sumud Filosu temsilcileri, gemilerinin son 24 saat içinde iki ayrı İHA saldırısına uğradığını ancak yaralanan olmadığını bildirdiler. Filoya katılanlar arasında iklim aktivisti Greta Thunberg de bulunuyor.