Hafta sonu İsrail ile Hamas arasında ateşkes anlaşmasının ilan edilmesinin ardından, İsrail güçleri Gazze’de Filistinlileri öldürmeye ve gıda girişini kısıtlamaya devam ettiler.
“Ateşkes”in başlamasından bu yana yaşananlar, anlaşmanın Gazze’de devam eden ABD-İsrail etnik temizliği ile soykırımında ve Ortadoğu’daki savaşta yeni bir aşamaya işaret ettiğini açıkça ortaya koydu.
Bu hafta her gün benzer cinayetler işleyen İsrail güçleri perşembe günü üç Filistinliyi daha öldürdüler. Salı günü, İsrail’in insansız hava aracı saldırısı Gazze’nin bir yerleşim bölgesinde beş kişiyi katletti.
İsrail ayrıca perşembe günü Lübnan’da bir dizi hava saldırısı düzenleyerek en az bir kişiyi öldürdü. Lübnan cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada saldırıyı kınayarak, bunu İsrail’in kasım ayında imzaladığı ateşkesin “ağır bir ihlali” olarak nitelendirdi.
ABD Başkanı Donald Trump perşembe günü Gazze’yi yeni saldırılarla tehdit etti. Hamas’ın yargısız infazlar yaptığı iddialarını gerekçe gösteren Trump, “Hamas, anlaşmaya aykırı olarak Gazze’de insanları öldürmeye devam ederse, oraya girip onları öldürmekten başka seçeneğimiz kalmayacak,” dedi ve ekledi: “Biri oraya girecek. O biz olmayacağız.”
Bu hafta başında Trump, Hamas’ın silahsızlandırılmasını isteyerek, “Eğer silahsızlanmazlarsa, onları biz onları silahsızlandırırız. ... Ve bu hızlı ve belki de şiddetli bir şekilde olur,” diye konuştu.
Ateşkes anlaşması her gün 600 yardım kamyonunun Gazze’ye girmesini öngörürken, İsrail bu hedefi yarı yarıya düşürdü. İsrail aynı şekilde Refah sınır kapısını yeniden açmayı reddederek gıda yardımını daha da kısıtladı.
Gazze hükümetinin medya ofisi, “Giren miktarların çok sınırlı kaldığını, acil ihtiyaçların yanında bir damla olduğunu ve Gazze Şeridi’ndeki 2,4 milyondan fazla insanın asgari insani ve geçim ihtiyaçlarını bile karşılamadığını” belirtti.
İsrail güçleri, Gazze Şeridi’nin tüm sınır kapıları dahil olmak üzere yarısından fazlasını işgal etmeye devam ediyor.
UNICEF Sözcüsü Tess Ingram yaptığı açıklamada İsrail’e “tüm sınır kapılarını derhal açması ve ticari malların yanı sıra tüm yardımların Gazze Şeridi’ne girmesine izin vermesi” çağrısında bulundu. Ingram, “Sadece temmuz ve ağustos aylarında 28.000 çocuğa yetersiz beslenme teşhisi kondu ve o zamandan bu yana binlerce çocuğa daha bu teşhis kondu. Bu nedenle, sadece gıda girişinden değil, yetersiz beslenme tedavisinin sağlandığından da emin olmalıyız,” diye ekledi.
Gazze’de 157’si çocuk olmak üzere en az 463 kişi açlık veya yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti ve neredeyse her dört çocuktan biri akut yetersiz beslenmeden muzdarip.
Wall Street Journal gazetesi başyazısında, “ateşkes”in amacının yalnızca Hamas’ın elinde tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak olduğunu ve bunu İsrail’in Gazze’de yeniden geniş çaplı askeri operasyonlar başlatmasının takip edebileceğini açıkça belirtti. Gazete, “Bu nedenle anlaşmayla, öncelikle hayatta olan tüm rehineler serbest bıraktırıldı ve İsrail güçleri Gazze’nin diğer yarısında hazırda bekletildi,” diye yazdı.
Gazze’deki yetkililer, İsrail’den teslim aldıkları onlarca naaşın işkence ve toplu infaz izleri taşıdığını açıkladılar.
Gazze Sağlık Bakanlığı’na bağlı Hastaneler Müdürü Muhammed Zakut, Al Jazeera’ya verdiği demeçte, İsrail tarafından Gazze’ye iade edilen naaşların “açık işkence izleri” taşıdığını söyledi. Zakut, “Bir cesette hâlâ boynuna ip dolanmış, gözleri ve elleri bağlanmış halde asılma izleri var. Bu şehit, olduğu gibi bize gönderilmiş,” dedi.
Euro-Med İnsan Hakları İzleme Örgütü yaptığı açıklamada şunları yazdı: “Gazze Şeridi’nde soykırım savaşı sırasında gözaltına alındıktan sonra İsrail ordusu tarafından teslim edilen Filistinlilerin naaşlarının korkunç durumundan derin bir şok duyduk. Açık kanıtlar, kurbanların çoğunun aşırı acı veren kasıtlı ve acımasız işkence ve istismara maruz kaldığını, bazılarının ise gözaltına alındıktan sonra infaz edildiğini gösteriyor. Bunlar ciddi uluslararası hukuk ihlalleridir.”
Raporda ayrıca, “Tıbbi muayeneler, adli tıp raporları ve saha ekibinin gözlemleri, birçok kurbanın gözaltına alındıktan sonra öldürüldüğüne dair kesin kanıtlar ortaya çıkardı. Cesetlerde asılma izleri, boyunlarında ip izleri, yakın mesafeden ateş edilerek yaralanma izleri, ellerin ve ayakların plastik kelepçelerle bağlanma izleri ve gözlerde bağlanma izleri vardı. Bazı cesetler tank paletleri altında ezilmişken, diğerlerinde ağır fiziksel işkence izleri, kırıklar, yanıklar ve derin yaralar vardı,” denildi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü Stephane Dujarric, İsrail’in Gazze’ye iade ettiği naaşların işkence izleri taşıdığına dair haberlerin “son derece endişe verici” olduğunu söyledi. Dujarric, “Bu çatışma sırasında gördüğümüz tüm uluslararası hukuk ihlallerinin hesabının sorulması gerekecek,” diye ekledi.