Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi (DEUK) ile siyasi dayanışma içinde olan Sosyalist Eşitlik Partisi – Dördüncü Enternasyonal, 13-15 Haziran 2025 tarihlerinde Kuruluş Kongresi’ni düzenledi. Partinin resmi kuruluş süreci ağustos ayında tamamlandı. Kongre’ye diğer DEUK şubelerinden tebrik mesajları gönderildi. Aşağıda Birleşik Krallık’taki Sosyalist Eşitlik Partisi’nin Ulusal Sekreteri Chris Marsden’in mesajını yayımlıyoruz.

Sosyalist Eşitlik Partisi’nin kuruluş kongresine Britanya’daki yoldaşlarınızın kardeşçe selamlarını getiriyor ve Türkiye’deki yoldaşlarımıza bu tarihi başarılarından dolayı siyasi tebriklerimi iletiyorum.

Yıllarca süren yoğun siyasi çalışmanın ürünü olan Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) Türkiye şubesinin kurulması, dünya hareketimiz ve uluslararası işçi sınıfı için muazzam bir kazanımdır. Partileşme çalışmalarınız, böylesine hayati bir Tarihsel ve Uluslararası Temeller belgesi ve İlkeler Bildirgesi ile doruk noktasına ulaşmıştır.

Kongre belgeleriniz, temel tarihsel, teorik ve siyasi sorunları ele alıyor ve proletaryanın dünya sosyalist devrimine giden yolunu halen engellemeye çalışan eğilimlere karşı bir saldırı başlatıyor.

David North yoldaşın son genel kurulda (plenum) vurguladığı gibi, Türkiye’de Sosyalist Eşitlik Partisi’nin kurulması, DEUK’un dünyanın stratejik açıdan en önemli ülkelerinden birine doğru genişlemesi anlamına geliyor. Son kırk yılda olağanüstü bir ekonomik gelişme yaşayan ve NATO ittifakının bir parçası olarak emperyalist çıkarların polisi işlev gören devasa bir orduya sahip olan Türkiye, yükselen bir kapitalist güçtür.

Ancak aynı zamanda Türkiye, iki kıtaya yayılmış, güçlü devrimci gelenekleri olan, sayısı on milyonları bulan geniş ve büyüyen bir işçi sınıfına sahip bir ülkedir.

Bu, Uluslararası Komite’nin Ortadoğu’da büyüme potansiyelini artırıyor ve Avrupa şubelerimizi güçlendiriyor.

İlk olarak, Almanya, Fransa ve burada, Birleşik Krallık’ta, yarım milyonluk, çoğunluğu Kıbrıslı Türklerden oluşan nüfusu ve sadece Almanya’da 11 milyondan fazla olan diasporasıyla, 5,5 milyonluk göçmen nüfusu müdahalelerimize açıyor.

Ama daha da önemlisi, Türkiye işçi sınıfının devrimci mücadelesi, Avrupa emperyalizminin yıkılması, Avrupa Birleşik Sosyalist Devletleri’nin kurulması ve Ortadoğu’nun sosyalist temelde birleşmesi mücadelesinin merkezinde yer almaktadır.

Dahası, burada aldığınız tutum sadece Türk burjuvazisine değil, Siyonist devlete ve onun Filistinlilere karşı sürdürdüğü soykırıma da bir darbe niteliğindedir.

Bunlar Sosyalist Eşitlik Partisi’nin kuruluşunun jeostratejik sonuçlarıdır ancak sizin yürüttüğünüz tarihsel ve teorik çalışma sayesinde hareketimizin siyasi olarak da güçlendiği bir gerçektir.

Tarihsel temeller belgeniz, burjuva milliyetçiliğinin, Maoist varyantları da dahil olmak üzere Stalinizmin etkisini ve Troçki’nin tüm bu eğilimlere karşı mücadelesinin tarihsel önemini ciddi şekilde ele alıyor.

Bu, Sürekli Devrim Teorisi’ne ve bu teorinin Türkiye ve daha geniş Ortadoğu’ya uygulanmasına dayandırılıyor. 1925-27 İkinci Çin Devrimi’nin analizi ve Troçki’nin Stalin’in işçi sınıfını ulusal burjuvaziye tabi kılma politikasına karşı muhalefeti, Çin de dahil olmak üzere dünyanın geniş bölgelerindeki çalışmalarımızı güçlendirmektedir. Aynı şekilde, hâlâ yaygın olarak yayılan Castroizm sahtekarlığının yıkılması da çalışmalarımızı güçlendirmektedir.

Türkiye, Irak, İran ve Suriye’yi doğrudan etkileyen, dünyanın en karmaşık ulusal baskı örneklerinden biri olan Kürt sorununun ele alınması, ayrılıkçılığın tarihsel bir çıkmaz olduğunu gösteren dünyadaki ilgili sorunların açıklığa kavuşturulmasına yardımcı oluyor. Yalnızca ulusal sınırları ve ulusal bölünmeleri aşıp kaldıracak sosyalist devrimin ileriye giden yol olduğu teyit ediliyor. Temeller belgenizin yayımlanmasının, Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) çöküşü ve Hindistan ile Pakistan arasında Keşmir yüzünden savaşın patlak vermek üzere olmasıyla aynı zamana denk gelmesi, onun temel önemini doğruluyor.

Kongreniz, dünyayı sarsan ve şekillendiren olayların ortasında toplanıyor: dünyanın ve kaynaklarının yeniden paylaşımı için emperyalist militarizmin patlak vermesi, bunun zorunlu kıldığı sınıf savaşı ve burjuvazinin her yerde diktatörlüğe yönelmesi.

Erdoğan’ın siyasi baskı harekâtı ile ABD’de yaşananlar arasında kurulan paralellikler ve bağlantılar, bu sürecin uluslararası niteliğini teyit ediyor. Aynı zamanda DEUK’un işçi sınıfını Trump’a ve onun Demokratik Parti’deki başta Sanders ve Ocasio-Cortez olmak üzere yardımcılarına ve AFL-CIO bürokrasisine karşı seferber etmedeki öncü rolünün merkezi önemini gösteriyor.

Gerçekten de bu toplantı, Trump’ın başkanlık diktatörlüğü kurma çabalarına karşı mücadeleye gereken önemi veren Türkiye’deki tek toplantı olacaktır. ABD’de demokrasinin yıkılmasının, tüm dünyada demokrasinin yıkılmasının habercisi olduğu uyarısında bulunuyor ve küresel gericiliğin merkezi olan ABD emperyalizmini yenilgiye uğratma görevinin uluslararası işçi sınıfına ait olduğunu vurguluyoruz.

Tarihsel ve teorik çalışmalarınız, Türkiye ve uluslararası hareketimiz için devrimci bir strateji geliştirmek açısından büyük öneme sahiptir.

Troçki, gerçek anlamda enternasyonalist ve dolayısıyla devrimci bir perspektifin somut olması gerektiğini ısrarla vurgulamıştı. 1930 yılında, Stalin’in “tek ülkede sosyalizm” inşa etme perspektifine karşı yazdığı polemik niteliğindeki Sürekli Devrim’in önsözünde şöyle açıklamıştı:

Marksizm, dünya ekonomisini ulusal parçaların toplamı olarak değil, uluslararası iş bölümü ve dünya pazarı tarafından yaratılmış, çağımızda ulusal pazarları mutlak bir şekilde egemenliği altına almış, güçlü ve bağımsız bir gerçeklik olarak ele alır. Kapitalist toplumun üretici güçleri, ulusal sınırları çoktan aşmıştır.

Ama daha sonra Stalin’in “Amerikan Komünist Partisi de dahil olmak üzere her komünist partinin faaliyetlerinin temelini oluşturan ve dayandığı şey, tüm ülkeler için temelde aynı olan kapitalizmin genel özellikleridir, bir ülkenin kendine özgü özellikleri değildir. Komünist partilerin enternasyonalizmi tam da buna dayanmaktadır. Kendine özgü özellikler, genel özellikleri sadece tamamlayıcı niteliktedir” iddiasına karşı çıkarak bunu şöyle yanıtlamıştı:

Dünya ekonomisinin, aynı türden ulusal parçaların basit bir toplamı olduğu doğru değildir. Özgüllüklerin, yüzdeki siğiller gibi ‘genel özellikleri sadece tamamlayıcı nitelikte’ olduğu doğru değildir. Gerçekte, ulusal özellikler, dünya sürecinin temel özelliklerinin özgün bir birleşimini temsil eder. Bu özgünlük, uzun yıllar boyunca devrimci strateji için belirleyici öneme sahip olabilir...

...Komünist partilerin faaliyetlerini bazı ‘genel özellikler’e, yani soyut bir ulusal kapitalizm türüne dayandırmak kesinlikle yanlıştır. ‘Komünist partilerin enternasyonalizmi tam da buna dayanmaktadır’ iddiası tamamen yanlıştır. Gerçekte, enternasyonalizm, uzun zaman önce ömrünü tamamlamış ve üretici güçlerin gelişiminin önünde bir engel haline gelmiş ulusal devletin iflasına dayanmaktadır.

Tarihsel ve uluslararası temeller belgesini hazırlarken, gerçekten devrimci bir yol çizdiniz.

Her bir şubenin kongresi, nihai olarak tüm DEUK’un kongresidir. Kongrelerimiz uluslararası işbirliği ile hazırlanır ve ulusal gelişmeleri, dünya emperyalizminin gelişen devrimci krizi ve dünya sosyalist devriminin gelişimi bağlamında analiz eder.

Kongreniz, bugün bir DEUK şubesinin kurulmasına yol açan mücadelede Halil Çelik yoldaşın oynadığı asli rolü teslim etmiştir. Halil’i tarihi bir figür yapan şey, devrimci önderlik krizinin çözülmesinin ve insanlığın sosyalist kurtuluşunun DEUK’un inşasına bağlı olduğunu anlamış olmasıdır.

Aynı anlayış, Sosyalist Eşitlik Partisi’nin (Türkiye) de temel ilkesidir.

Sosyalist Eşitlik Grubu’nun (SEG) 2022’de DEUK’a katılma başvurusunun oybirliğiyle kabul edilmesinden bu yana, bu kongrenin ve belgelerinin hazırlanması da dahil olmak üzere, Türkiye’deki yoldaşlarımızla siyasi işbirliği sürekli derinleşmiştir.

Konuşmamı, bunun en önemli sorunda, yani DEUK’un, Troçkizmin ve Dördüncü Enternasyonal’in çağdaş temsilcisi olarak otoritesini tesis etme konusunda nasıl bu kadar önemli bir ilerleme kaydetmesini sağladığına dikkat çekerek bitirmek istiyorum.

SEG’in, Troçki’nin Türkiye’ye sürgününü anma etkinliğini organize etmedeki rolünden, Büyükada’da David North, Ulaş Sevinç ve Eric London’ın katıldığı iki güçlü etkinliğin düzenlenmesinden hepimiz büyük gurur duyuyoruz.

Bu etkinliklerden ilki olan “Dünya tarihinin merkezindeki ada: Lev Troçki Büyükada’da” etkinliği üzerine WSWS’deki perspektif yazısında şunlar belirtiliyor:

Etkinlik, Troçkizm ile uluslararası işçi sınıfı arasındaki ilişkide meydana gelen nesnel değişimi hem yansıtmış hem de ona son derece bilinçli bir siyasi ifade kazandırmıştır. Bu değişim, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi (DEUK) önderliğindeki dünya Troçkist hareketinin Stalinizme, sosyal demokrasiye, burjuva milliyetçiliğine ve Pablocu revizyonizme karşı on yıllardır sürdürdüğü siyasi mücadelenin üzerinde yükselmektedir. …

Kapitalist üretimin küreselleşmesi ve dünya çapında birbirine bağlı devasa bir işçi sınıfının ortaya çıkması, Uluslararası Komite’nin siyasi mücadelesinin çok daha elverişli bir nesnel temelde gelişmesine olanak sağladı. …

Yirminci yüzyılın son on yıllarına kadar işçi hareketine egemen olan ve onu tarihi yenilgilere sürükleyen Stalinizm ve Sosyal Demokrasi ile Pablocu revizyonizm ve çeşitli küçük burjuva radikal hareketlerden arta kalanlar bugün kapitalizmi savunan sağcı hareketlere dönüşmüş durumdadır.

Troçkist hareket, kendi tarihinde yeni bir aşamaya girmiş durumdadır. Bu aşama, nesnel kriz ile Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin programı ve pratiği arasındaki kesişmeyle nitelenmektedir.

Dördüncü Enternasyonal tarihindeki yeni aşama, DEUK’un gelişen küresel menzilinde ana ifadesini bulmaktadır. Bugünkü kongre, sosyalist devrimin dünya partisi olarak artan gelişmemize tanıklık edecek gelecekteki gelişmelerin bir işaretidir.

13 Haziran 2025